İsrail’i Sınırlandırın Yoksa Hepimiz Mahvoluruz
Home | Articles | Postings | Weather | Top | Trending | Status
Login
ARABIC: HTML, MD, MP3, TXT | CZECH: HTML, MD, MP3, TXT | DANISH: HTML, MD, MP3, TXT | GERMAN: HTML, MD, MP3, TXT | ENGLISH: HTML, MD, MP3, TXT | SPANISH: HTML, MD, MP3, TXT | PERSIAN: HTML, MD, TXT | FINNISH: HTML, MD, MP3, TXT | FRENCH: HTML, MD, MP3, TXT | HEBREW: HTML, MD, TXT | HINDI: HTML, MD, MP3, TXT | INDONESIAN: HTML, MD, TXT | ICELANDIC: HTML, MD, MP3, TXT | ITALIAN: HTML, MD, MP3, TXT | JAPANESE: HTML, MD, MP3, TXT | DUTCH: HTML, MD, MP3, TXT | POLISH: HTML, MD, MP3, TXT | PORTUGUESE: HTML, MD, MP3, TXT | RUSSIAN: HTML, MD, MP3, TXT | SWEDISH: HTML, MD, MP3, TXT | THAI: HTML, MD, TXT | TURKISH: HTML, MD, MP3, TXT | URDU: HTML, MD, TXT | CHINESE: HTML, MD, MP3, TXT |

İsrail’i Sınırlandırın Yoksa Hepimiz Mahvoluruz

Dünya, İsrail’in kontrolsüz gücünün bir şiddet sarmalına dönüştüğünü, uluslararası hukukun ve ahlakın temel yapısını sınadığını felç olmuş bir şekilde izliyor. 20 aydır Gazze bir mezbaha, ve şimdi İsrail’in saldırganlığı ötesine uzanıyor, BM Şartı’nı cezasızca ihlal ediyor. Eğer insanlık bu sınavda başarısız olursa, hepimiz mahvoluruz.

İnsanlığın İsrail’in Öldürme Çılgınlığını Sınırlandıramaması

İsrail’in Gazze’deki yaklaşık iki yıldır süren amansız kampanyası, insanlığın harekete geçmedeki başarısızlığının bir anıtıdır. 54.000’den fazla Filistinli öldürüldü, %90’ı sivil, 2.3 milyon kişi yerinden edildi ve altyapının %90’ı yok edildi. Orantısız ve kontrolsüz bu şiddet, uluslararası insancıl hukuku ihlal ediyor. Ancak, küresel tepkiler ılımlı oldu, ateşkes çağrıları tekrar tekrar görmezden gelindi. 2025’in başında müzakere edilen tek ateşkes, İsrail’in saldırıya devam etmesi ve barışı tamamen reddetmesiyle hızla terk edildi. Bu ret, Batı’nın sarsılmaz desteğiyle cesaretlendirilen tehlikeli bir dokunulmazlığı vurguluyor.

Komşu Ülkelere Yönelik Yasadışı Saldırılar

İsrail’in saldırganlığı Gazze’nin ötesine uzanıyor, komşu ülkelere provoke edilmemiş ve yasadışı saldırılarla hedef alıyor, BM Şartı’nın 2(4) Maddesi’ni ihlal ediyor. Haziran 2025’teki Yükselen Aslan Operasyonu, İran’ın Natanz nükleer tesisine, füze üslerine ve IRGC komutanlarına saldırdı, çoğunlukla sivilleri öldürdü. Küresel olarak bir saldırı olarak kınanan bu eylem, uluslararası hukukta gerekçesizdir. Aynı şekilde, Suriye, Lübnan ve Yemen’e yapılan saldırılar, yakın bir tehdit kanıtı olmaksızın bölgesel istikrarsızlığı artırdı. Bu eylemler, insanlığın sınırlandıramadığı devlet terörizminin bir modelinin parçasıdır.

Ateşkeslerin Reddi ve Witkoff’un İhaneti

İsrail’in 2025’te müzakere edilen de dahil olmak üzere tüm ateşkes çağrılarını reddetmesi, barışa olan saygısızlığını vurguluyor. ABD elçisi Steve Witkoff’un ikiyüzlülüğü güveni daha da zedeliyor. Mayıs 2025’te Witkoff, Hamas’ı İsrail-Amerikan savaş esiri Edan Alexander’ı serbest bırakmaya ikna ederek yardım ve ateşkes sözü verdi, ancak bu asla gerçekleşmedi. Bu ihanet, yalnızca Amerika’nın tarafsız bir arabulucu olarak meşruiyetini kaybetmesine neden olmadı, aynı zamanda İsrail’in askeri üstünlüğünü sürdürmek için kullanılan manipülatif taktikleri de ortaya çıkardı, Filistinlilere barış için uygulanabilir bir yol bırakmadı.

Siyonist Şiddetin Tarihsel Mirası

Tarihsel olarak, İsrail’in eylemleri, 1940’larda İngiliz yönetimine karşı Siyonist isyanla başlayan bir şiddet mirasına dayanır. Irgun ve Lehi, İngiliz güçlerini kovmak ve bir Yahudi devleti kurmak için terörizm kullandı, 1948’de Deir Yassin gibi Filistin köylerini katlederek 107 sivili öldürdü. İşgal, yerleşim genişlemesi ve şiddetin on yılları izledi, Hamas’ın bu teröre tepki olarak ortaya çıkmasıyla doruğa ulaştı. Devlet ve devlet dışı aktörler için farklı standartlarla sürdürülen bu şiddet döngüsü, insanlığın iç monarşileri sınırlandırma mücadelesini yansıtır.

Devlet ve Devlet Dışı Aktörler İçin Sonuçlardaki Farklılık

Devlet ve devlet dışı aktörler için sonuçlardaki farklılık, uluslararası hukukun bariz bir başarısızlığıdır. Hamas’ın 7 Ekim 2023 saldırısı terörizm olarak adlandırılır, ancak İsrail’in çok daha büyük sivil kayıpları, devlet bağışıklığı nedeniyle bu tanımdan kaçar. Bu çifte standart, bir zamanlar ilahi hakların yöneticileri sorumluluktan koruduğu monarkları sınırlandırma çabalarını yansıtır, ta ki devrimler ve yasal reformlar hukukun önünde eşitlik talep edene kadar. ICC’nin Gazze’deki savaş suçları için Netanyahu ve Gallant’a karşı çıkardığı tutuklama emirleri uygulanmıyor ve ABD vetoları nedeniyle BM Güvenlik Konseyi’nin başarısızlığı, küresel eylemi daha da felç ediyor.

ICC ve BM Güvenlik Konseyi’nin Başarısızlığı

Netanyahu ve Gallant’a karşı savaş suçları için açık kanıtlara rağmen ICC’nin tutuklama emirlerini uygulayamaması ve ABD vetoları nedeniyle BM Güvenlik Konseyi’nin felç olması, devlet aktörlerini kayıran sistematik önyargıyı vurguluyor. Bu güçsüzlük, insanlığın hayatta kalmak için yeniden inşa etmesi gereken uluslararası hukukun temelini zayıflatıyor. İsrail’in bu organlar tarafından kontrol edilmeyen eylemleri artmaya devam ediyor ve acil reform talep ediyor.

Nükleer Üstünlük ve Uyumu Reddetme

İsrail’in nükleer üstünlüğü başka bir tehlike katmanı ekler. 1960’larda ABD’den yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum çalarak ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’nı imzalamayı reddederek, İsrail uluslararası denetim dışında bir nükleer güç oldu. Tahmini 90–400 savaş başlığı, özellikle son çare olarak nükleer misilleme doktrini olan Samson Seçeneği ile varoluşsal bir tehdit oluşturuyor. IAEA denetimlerine izin vermeme konusundaki bu reddetme, komşuların tepki vermesiyle bölgesel istikrarsızlığı artırıyor.

İran’ın Misilleme Hakkı ve İsrail’in Zayıf Noktaları

BM Şartı’nın 51. Maddesi uyarınca İran, İsrail’in yasadışı saldırılarından sonra kendini savunma hakkına sahiptir. Haziran 2025’teki misillemesi, 100–300 füze fırlatarak İsrail savunmasını deldi ve Arrow 2/3 sistemlerindeki zayıflıkları ortaya çıkardı. İran’ın 3.000’den fazla füze stoğu ve hipersonik yeteneklerle hazırlığı, İsrail’in haftalar içinde önleyici füzelerinin tükenabileceğini gösteriyor, bu senaryo sınırlı rezerv tahminleriyle destekleniyor. Bu tırmanış, kontrolsüz İsrail agresyonunun risklerini vurguluyor.

Pakistan’ın Nükleer Caydırıcılığı

Pakistan’ın, İsrail’in İran’a nükleer saldırı düzenlemesi durumunda nükleer misilleme yemini, bir felaketi önleyebilecek bir caydırıcılık dinamiği sunuyor ancak aynı zamanda riskleri artırıyor. 160–190 savaş başlığı ve Shaheen-III füzeleriyle Pakistan, İsrail’i hedef alabilir, insanlığın karşı karşıya olduğu uçurumun kenarını vurguluyor. Bu nükleer çıkmaz, çatışma riskine rağmen ahlaki ve yasal ilkeleri sürdürmemizi gerektiriyor.

Sonuç: İnsanlık İçin Bir Sınav

İsrail’in eylemleri ve dokunulmazlığı, insanlık için bir sınavdır. Uluslararası hukuku savunmalı, dürüstçe hareket etmeli ve devlet terörizmine boyun eğmemeliyiz, bu Samson Seçeneği ile yüzleşmek anlamına gelse bile. Devlet terörizminin kontrolsüzce hüküm sürdüğü bir barbarlığa düşmüş dünya, nükleer bir savaştan daha kötüdür. İsrail’i sınırlayın, yoksa hepimiz mahvoluruz.

Impressions: 242